Thursday, June 11, 2009

Lübnan Seçimleri: Hizbullah ‘Kaybetti’

Ortadoğu’da, ama özellikle Doğu Akdeniz’de hiçbir şey göründüğü gibi değildir; çoğu kez “evdeki hesap çarşıya uymaz”… Lübnan’da yapılan 7 Haziran seçimlerinin sonuçları da bu kuralı bozmadı.

Hizbullah paradoksu

Seçimden önce Hizbullah’ın liderliğini yaptığı 8 Mart Koalisyonu’nun, az farkla da olsa kazanacağına, böylece Lübnan’ın İran ve Suriye’nin etkilerine daha da açılacağına ilişkin korkular egemendi.Netanyahu, Obama’yı uyarıyor, Dışişleri Bakanı Clinton, Başkan Yardımcısı Biden, Lübnan ziyaretlerinde, seçimleri Hizbullah kazanırsa mali yardımın kesilebileceğini ima ediyordu. Suudi Arabistan, Mısır gibi Sünni Arap ülkeleri de kaygılıydı.

Bu yaklaşımlara göre, Hizbullah koalisyonu seçimleri kazansaydı İsrail’in güvenliğini, Ortadoğu’da Batı’nın çıkarlarını olumsuz etkileyen bir durum gerçekleşmiş olacaktı. İsrail Hizbullah’ın tecrit edilmesi için kampanya yapacak. İran etkisinin artmakta olduğundan yakınacak; 2006 yenilgisinin rövanşını almak, İran’a saldırmak için uygun gerekçeler oluşabilecekti.

Diğer taraftan, ABD Obama yönetiminin, barış süreci bağlamında İsrail’e baskı yapması da çok zorlaşacaktı. ABD ve “uluslararası topluluk” Lübnan’ı mali yardımı kesmekle tehdit edecek, Hizbullah’ın üzerindeki baskılar artacaktı: “Askeri yapını, özerk idari yapını dağıt yoksa...” Böylece ekonomik kriz derinleşirken Hizbullah, Hamas’ın içine düştüğü açmazla karşı karşıya kalacak, çok kritik bir dengeyi yönetmeye kalktıkça ya uyum sağlayacak, ya iç uyumunu kaybetmeye başlayacak ya da yeni bir savaş çıktığında, bu kez tüm sorumluluğu üstlenmek, tüm saygınlığını kaybetme durumunda kalabilecekti.

Özetle, Hizbullah, belki seçimleri kazanacaktı ama, siyasi, ekonomik, askeri açılardan siyasi geleceğini tehdit edecek kayıplarla yüz yüze kalabilecekti.

‘Ah keşke kazansaydı?’

Seçim sonuçları ABD ve Batı yanlısı 14 Mart Koalisyonu’nun, 128 temsilcilikten 71’ini alarak kazandığını gösteriyor. Bu sonuçlar Yedioth Ahranot’un yorumcularından Dror Ze’evi’nin seçimlerden önce yazdığı“Ümit edelim ki Hizbullah kazansın” başlıklı yazıda dile getirdiği gibi, İsrail’in hesaplarına uymadı. Ze’evi’ye göre, Hizbullah’ın seçimleri kazanması ve Lübnan devletinin yönetimi üstlenmesi, örgütün stratejik konumunu olumsuz etkileyecek, bu da İsrail’in güvenliği açısından olumlu bir gelişme olacaktı.

Gerçekten de Hizbullah’ın muhalefette kalmaya devam etmesi, çıkarlarına ve “durumuna” çok daha uygun. Seçim sonuçlarına bakınca, Hizbullah’ın alabileceği tüm oyu aldığını, kendi bölgelerinde hiçbir kayba uğramadığını görüyoruz. Hizbullah koalisyonunun seçimleri kazanması tümüyle Hıristiyan ortağı General Aoun’un oylarındaki bir artış olasılığına bağlıydı. Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi halinde, Aoun’un Hizbullah karşısında pazarlık gücü artacak, bir “ulusal uzlaşma” hükümeti kurulması sürecinde Hizbullah’ı kabul etmeye hazır olmadığı uzlaşmalara zorlayabilecekti. Hükümetin kurulması geciktikçe de Hizbullah’a çıkan fatura büyüyecek, Batı’nın hesaplarına uygun bir biçimde örgüt Lübnan içinde yalnızlaşmaya başlayacaktı.

Tüm bu gelişmeler, kendi askeri, idari, ekonomik örgütleriyle, zaten devlet içinde devlet olan Hizbullah’ın gücüne bir şey katmayacaktı, aksine elini kolunu bağlamaya başlayacaktı.

Halbuki seçim sonuçları, Hizbullah’ın Doha anlaşmasında elde ettiği parlamento içinde “veto hakkına sahip azınlık” statüsünü, taraftarlarını gerektiğinde sokağa dökme kapasitesini korumaya devam ettiği sürece, konumunu korumaya devam etmesine olanak sağlayacak biçimde gerçekleşti.

Şimdi, hükümeti kurmak için 8 Mart muhalefetini ikna etmek, gereken tavizleri vermek, Batı yanlısı 14 Mart Koalisyonu’na kaldı. Her ne kadar 14 Mart Koalisyonu’nun lideri Hariri, “azınlık veto” hakkını kaldırmak istiyorsa da koşulların buna izin vermeyeceğini, aksine Hizbullah kendi bölgelerini Beyrut’un yerel yönetiminin idari yapısı içine sokarak etkisini arttırma planını gerçekleştirme şansının artacağını düşünüyorum...

Bu sırada ABD ve Batı, Hizbullah’ı zayıflatmak umuduyla,14 Mart yönetimini mali ve siyasi olarak desteklemeye devam edecek. Lübnan ekonomisinin güçlenmesi, siyasi istikrarının korunması Hizbullah’ın ekonomik olarak güçlenmeye, direniş “örgütü” kimliğini ve 2006 savaşının saygınlığını korumaya devam etmesi anlamına gelecek.

İsrail’e gelince, Obama’nın Kahire konuşmasının ertesindeki iklimde, ABD yanlısı bir hükümetin seçimleri kazandığı ülkeye bir kez daha doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale etmesi artık daha zor. Evet seçimleri Hizbullah kaybetti, ama bu Hizbullah’ın seçimlerden kazançlı çıkmadığı anlamına gelmiyor…

No comments: