Thursday, November 04, 2010

Seçimlerden Sonra Savaş mı Var? –II

ABD’de Meclis ve Senato ara seçimlerinin sonuçlarının, Obama yönetiminin dış politikası üzerindeki olası etkileri üzerine tartışmalar Pazar ve pazartesi günü yoğunlaşınca, “yeni bir savaş olasılığı” üzerinde biraz daha durmaya karar verdim.

Demokratların hesabı…

Siz bu yazıyı okurken büyük bir olasılıkla Cumhuriyetçiler çok sayıda radikal sağcı ve tecrübesiz (henüz parti kültürüne asimile edilememiş) üyeleriyle Mecliste belki de Senato’da çoğunlu ele geçirmiş olacaklar. Ancak, Demokrat Partiye yakın yazarların yorumlarından anladığım kadarıyla, DP, böyle ağır bir yenilgi gerçekleşse bile, 2012 seçimlerini kazanabileceğine inanıyor. Bu hesaba göre, Cumhuriyetçi parti Obama’yı devirme, yönetimini işlemez hale getirme saplantısıyla, saldırgan uzlaşmaz, ekonomiyi canlandırma, iş yaratma politikalarını sabote eden tutumuyla, Sarah Palin gibi bir başkan adayıyla ABD seçmenini korkutacak. Cumhuriyetçilerin bu kavgacı tutumu, Obama’nın yeniden popüler olmasına ve 2010 seçimlerini kazanmasına olanak sağlayacak.

Ancak şöyle bir olasılık da var: Birinci aşamada Cumhuriyetçi Parti, Çay Partisi’nin fanatik taraftarları yoluyla Obama yönetimini işlemez hale getirir. Sonra, Sarah Palin’i ön seçimlerde bir kenara iterek, o noktaya kadar artık kavgadan bıkmış bir seçmenin karşısına partinin geleneksel çizgisine uygun, uzlaşmacı, Palin karşısında kendini kanıtlamış, hatta Demokrat Parti’nin sağ kanadını da etkileyebilecek bir adayla çıkarak, birlik, beraberlik yenilenme sloganlarıyla seçimleri kazanabilir.

Yeni savaş senaryosu

İşsizlik, yoksullaşma, ev piyasalarının krizi, kredi piyasalarındaki tıkanıklıklar, giderek daha sık vurgulanan talep yetersizliği sorunu ABD ekonomisinin canlandırılmasını gerektiriyor. Ekonomi “sitimüle (canlandırma yönünde uyarılmalıdır) edilmelidir” önerisine “Obama sen git kendini sitimüle et” sloganıyla direnen “Çay Partisi” taraftarlarının mecliste etkin olacağı bir dönemde, talebi canlandıracak genişlemeci parasal ve maliye politikalarını uygulamaya koymak son derecede zor olacak. Üretimi etkilemeden yalnızca talebi canlandırma çabalarının bir süre sonra enflasyonist bir krize yol açma olasılığı da (bugünkü koşullarda ne kadar saçma görünse bile) çok korkutuyor. Öyleyse, hem sağ muhalefete çarpmayacak, hem enflasyonist korkuları ikinci plana atabilecek bir mali, parasal genişleme nasıl gerçekleştirilebilir?

Bu soruya, geçtiğimiz bir ay içinde, II. Dünya Savaşı’nın Büyük Bunalım’ın aşılmasına yaptığı katkıyı anımsatarak cevap veren üç yoruma rastladım. Ekim Başında Demos, Century Foundation, Economic Policy Institute’ün birlikte düzenledikleri bir toplantıda, iki yüksek oktanlı ekonomist, Demokrat Partiye yakın Prof Krugman ve muhafazakar kesimden Prof Feldstein “Kimseye savaş açmaya niyetimiz olduğunu sanmıyorum ama, bize II Dünya savaşındakine benzer bir mali genişleme gerekiyor” saptamasında birleşmiş görünüyorlarmış. ” (Hirsh, The National Journal, 05/10)

Üçüncü yorum da ayın son günü çıkan Washington Post’da gözüme çarptı. Yazar, Obama’nın ekonomik büyümeyi canlandıracak güçleri hareket geçiremezse 2012 seçimlerini kazanamayacağını vurguladıktan sonra, iki olasılığı değerlendiriyor. Birincisi iş döngüsü (business cycle) kendiliğinden toparlanma aşamasına geçer. Obama bu dalganın üzerinde seçimlere girer. Ancak bu olasılık çok düşük. “Peki ekonomiyi başka ne canlandırabilir?” Diye soruyor yazar, soruyu, “bunun cevabı çok açık ama sonuçları da bir o kadar korkutucu” diyerek cevaplandırıyor ve devam ediyor “Geçen sefer ekonomik krizi nihayet ne sonlandırdı? II. Dünya Savaşı”.

Bu noktada seçimlerden sonraki meclise dönersek, Cumhuriyetçilerin, engellemelerinin hemen her alanda militarist yönde olacağı görünüyor. Cumhuriyetçiler’in meclis çoğunluğunun, Afganistan ve Irak’tan asker çekilmesine, Rusya ile START (nükleer başlıkların azaltılması) anlaşmasının onaylanmasına, Ortadoğu’da İsrail’e daha fazla baskı yapılmasına karşı çıkmaları, İran ve Çin ile ilişkilerde daha sert tutum almaktan yana olmaları bekleniyor (Los Angeles Times 28/10). Tony Karon’un, The National’da işaret ettiği gibi, “eğer Obama gerçekten sinik (cynic) bir devlet başkanıysa Cumhuriyetçilerin bu engellemelerini, İran’a savaş açarak aşabilir”. Böylece hem savunma sanayi ve Pentagon istediklerini alabilirler, hem savunma harcamaları ekonomiyi stimüle eder, hem de Cumhuriyetçiler, savaşın ortasında Başkanı zayıflatan muhalefet durumuna düşmekten çekinirler. Obama’da seçimlere, başında defne dalından bir taçla başkomutan imajıyla girebilir…

Böyle bir süreç başlarsa, birçok iskemleye birden oturmaya çalışan AKP’ dış politika projesine ne olur dersiniz?

Seçimlerden Sonra Savaş mı Var? –II

ABD’de Meclis ve Senato ara seçimlerinin sonuçlarının, Obama yönetiminin dış politikası üzerindeki olası etkileri üzerine tartışmalar Pazar ve pazartesi günü yoğunlaşınca, “yeni bir savaş olasılığı” üzerinde biraz daha durmaya karar verdim.

Demokratların hesabı…

Siz bu yazıyı okurken büyük bir olasılıkla Cumhuriyetçiler çok sayıda radikal sağcı ve tecrübesiz (henüz parti kültürüne asimile edilememiş) üyeleriyle Mecliste belki de Senato’da çoğunlu ele geçirmiş olacaklar. Ancak, Demokrat Partiye yakın yazarların yorumlarından anladığım kadarıyla, DP, böyle ağır bir yenilgi gerçekleşse bile, 2012 seçimlerini kazanabileceğine inanıyor. Bu hesaba göre, Cumhuriyetçi parti Obama’yı devirme, yönetimini işlemez hale getirme saplantısıyla, saldırgan uzlaşmaz, ekonomiyi canlandırma, iş yaratma politikalarını sabote eden tutumuyla, Sarah Palin gibi bir başkan adayıyla ABD seçmenini korkutacak. Cumhuriyetçilerin bu kavgacı tutumu, Obama’nın yeniden popüler olmasına ve 2010 seçimlerini kazanmasına olanak sağlayacak.

Ancak şöyle bir olasılık da var: Birinci aşamada Cumhuriyetçi Parti, Çay Partisi’nin fanatik taraftarları yoluyla Obama yönetimini işlemez hale getirir. Sonra, Sarah Palin’i ön seçimlerde bir kenara iterek, o noktaya kadar artık kavgadan bıkmış bir seçmenin karşısına partinin geleneksel çizgisine uygun, uzlaşmacı, Palin karşısında kendini kanıtlamış, hatta Demokrat Parti’nin sağ kanadını da etkileyebilecek bir adayla çıkarak, birlik, beraberlik yenilenme sloganlarıyla seçimleri kazanabilir.

Yeni savaş senaryosu

İşsizlik, yoksullaşma, ev piyasalarının krizi, kredi piyasalarındaki tıkanıklıklar, giderek daha sık vurgulanan talep yetersizliği sorunu ABD ekonomisinin canlandırılmasını gerektiriyor. Ekonomi “sitimüle (canlandırma yönünde uyarılmalıdır) edilmelidir” önerisine “Obama sen git kendini sitimüle et” sloganıyla direnen “Çay Partisi” taraftarlarının mecliste etkin olacağı bir dönemde, talebi canlandıracak genişlemeci parasal ve maliye politikalarını uygulamaya koymak son derecede zor olacak. Üretimi etkilemeden yalnızca talebi canlandırma çabalarının bir süre sonra enflasyonist bir krize yol açma olasılığı da (bugünkü koşullarda ne kadar saçma görünse bile) çok korkutuyor. Öyleyse, hem sağ muhalefete çarpmayacak, hem enflasyonist korkuları ikinci plana atabilecek bir mali, parasal genişleme nasıl gerçekleştirilebilir?

Bu soruya, geçtiğimiz bir ay içinde, II. Dünya Savaşı’nın Büyük Bunalım’ın aşılmasına yaptığı katkıyı anımsatarak cevap veren üç yoruma rastladım. Ekim Başında Demos, Century Foundation, Economic Policy Institute’ün birlikte düzenledikleri bir toplantıda, iki yüksek oktanlı ekonomist, Demokrat Partiye yakın Prof Krugman ve muhafazakar kesimden Prof Feldstein “Kimseye savaş açmaya niyetimiz olduğunu sanmıyorum ama, bize II Dünya savaşındakine benzer bir mali genişleme gerekiyor” saptamasında birleşmiş görünüyorlarmış. ” (Hirsh, The National Journal, 05/10)

Üçüncü yorum da ayın son günü çıkan Washington Post’da gözüme çarptı. Yazar, Obama’nın ekonomik büyümeyi canlandıracak güçleri hareket geçiremezse 2012 seçimlerini kazanamayacağını vurguladıktan sonra, iki olasılığı değerlendiriyor. Birincisi iş döngüsü (business cycle) kendiliğinden toparlanma aşamasına geçer. Obama bu dalganın üzerinde seçimlere girer. Ancak bu olasılık çok düşük. “Peki ekonomiyi başka ne canlandırabilir?” Diye soruyor yazar, soruyu, “bunun cevabı çok açık ama sonuçları da bir o kadar korkutucu” diyerek cevaplandırıyor ve devam ediyor “Geçen sefer ekonomik krizi nihayet ne sonlandırdı? II. Dünya Savaşı”.

Bu noktada seçimlerden sonraki meclise dönersek, Cumhuriyetçilerin, engellemelerinin hemen her alanda militarist yönde olacağı görünüyor. Cumhuriyetçiler’in meclis çoğunluğunun, Afganistan ve Irak’tan asker çekilmesine, Rusya ile START (nükleer başlıkların azaltılması) anlaşmasının onaylanmasına, Ortadoğu’da İsrail’e daha fazla baskı yapılmasına karşı çıkmaları, İran ve Çin ile ilişkilerde daha sert tutum almaktan yana olmaları bekleniyor (Los Angeles Times 28/10). Tony Karon’un, The National’da işaret ettiği gibi, “eğer Obama gerçekten sinik (cynic) bir devlet başkanıysa Cumhuriyetçilerin bu engellemelerini, İran’a savaş açarak aşabilir”. Böylece hem savunma sanayi ve Pentagon istediklerini alabilirler, hem savunma harcamaları ekonomiyi stimüle eder, hem de Cumhuriyetçiler, savaşın ortasında Başkanı zayıflatan muhalefet durumuna düşmekten çekinirler. Obama’da seçimlere, başında defne dalından bir taçla başkomutan imajıyla girebilir…

Böyle bir süreç başlarsa, birçok iskemleye birden oturmaya çalışan AKP’ dış politika projesine ne olur dersiniz?