Wednesday, May 28, 2014

Tarih Olarak Bazı Güncel Olaylar

Tarih, olaylarla aramıza bir mesafe koyar; “uzaktan” bakınca, ayrıntılar kaybolur, ana çizgiler belirginleşir, aralarındaki ilişkileri değerlendirebilme şansı oluşur. 
Son aylarda, izlediğimiz, örneğin, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçları, Tayland askeri darbesi, Boko Haram ve El Şebap saldırıları gibi kimi olaylara aramıza mesafe koyarak bakabilir miyiz? 

Hatta, bir adım daha geri çekilerek, küreselleşmenin, finansallaşma aşamasının krizini, bu krizle birlikte yoğunlaşan işsizlik, gelir dağılımı bozulması, yoksullaşma, eşitsizlik, küresel ısınma bağlamında gıda fiyatları tartışmalarını resmin içine alabiliriz. O zaman göreceğiz ki, bu tartışmalara neden olan gelişmelerle, önceki paragrafta dikkat çektiğim olaylar arasında çok yakın bir nedensellik ilişkisi kurulabilir.


Yazıyı okumak için" tık"layınız

Wednesday, May 21, 2014

Felaketin Ertesinde

Soma felaketi anlaşılması, açıklanması zor, kabul edilmesi olanaksız bir sarsıntıyla büyük bir toplumsal travma yarattı. 

Bu,
felaketin yasının tutularak, tarihe terk edilebilmesi (travmanın aşılabilmesi) için, gerek doğrudan etkilenenlerin, gerekse de toplumun bilincinde anlamlandırılması, öncelikle “adalet” duygusunun tatmin olması, sonra tekrarını önleyecek adımların atılmakta olduğu konusunda bir mutabakatın oluşması gerekecektir. Felaket karşısında oluşan çaresizlik, edilgenlik, değersizleştirilmişlik duygusu, doğrudan etkilenenlerin, toplumun bilincinden, simgesel sisteminden silinmelidir. Bu temizliğin, iyileştirmenin, bir anlamda “tedavinin” gerçekleştirilebilmesi için, öfke, acı, haklı haksız suçlamalar serbestçe ifade edilmeli, felaketin tüm boyutları, veçheleri, ilgili neden-sonuç zinciri açıkça tartışılmalı “yaşanmış olan şey” tümüyle saydamlaştırılmalıdır.

Bugünkü siyasi iktidar bu “temizliği”, toplumsal iyileştirmeyi gerçekleştirebilir mi? Ben, gerçekleştiremeyeceğini, aksine uyguladığı, susturucu baskı ve şiddetle bir “blokaj” oluşturduğunu düşünüyorum.

(...)

Yazının devamını okumak için "tık"layınız 

Wednesday, May 14, 2014

Nijerya’da Neler Oluyor?

Yaklaşık bir ay oldu, İslamcı terörist Boko Haram tarafından kaçırılan kız çocuklarının kaderi hâlâ belli değil ama şu belli: Nijerya “zamanın gürültüsü”nün tüm tonlarını taşıyor:

Liste uzun ama kısaca deneyelim: Enerji üreticisi ama gittikçe istikrarını kaybeden büyük bir ülke; zengin ve yozlaşmış egemen sınıflar; petrol denizinde yakıt sıkıntısı yaratacak kadar kötü bir yönetim; yoksul bir halk. Petrol üretimine çöreklenmiş uluslararası tekeller; petrol üretiminin atıklarının bir yandan, küresel ısınmanın öbür yandan yaşanmaz hale getirmeye başladığı topraklar; hızla kuruyarak küçülen Çad Gölü’nden geçinmeye çalışan dört ülkeden 30 milyon insan; kuraklıktan ve ekolojik krizden yaşamları altüst, köyleri ve hayvan sürüleri perişan kabileler üzerinde güçlenen, gelişen bir dinci-terörist hareket. (Emmanuel Mayah, Africa Review, 24/02/12)
Sonra büyük güçler filan ...
 (...)

Yazının devamını okumak için "tık"layınız

Wednesday, May 07, 2014

‘İmparatorluk’, Kan, Gözyaşı

Geçen hafta Prof. Arno Mayer, Counter Punch’daki yazısında, Gibbon’un, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünü ayrıntılı biçimde analiz eden ünlü yapıtını anımsatıyordu. Gibbon, yapıtında “Geriye bir soru daha kalıyor: Nasıl bu kadar uzun süre ayakta kalabildi?” diye yazıyor, cevap olarak da “şiddet ve savaşın” bu çöküşü geciktirmekte önemli rol oynadığını saptıyormuş. Bu yazımın başlığı Gibbon’u anımsayınca oluştu. Yine gerileyen bir “imparatorluğun” çıkardığı savaşlardan, uyguladığı, tetiklediği şiddetten, entrikalardan kaynaklanan kan ve gözyaşına tanık oluyoruz. 

(...)
Yeni Delhi’deki Politika Araştırmaları Merkezi’nden Prof. Brahma Chellaney Project Syndicat’da yayımlanan “Asya’da Alarm Zilleri” başlıklı yorumunda, ABD’nin Asya’daki geleneksel müttefiklerinin güvenini kaybetmeye başladığını vurguluyordu. Prof. Chellaney “Asya ülkeleri geçen iki yıl üç kez sarsıcı biçimde uyandırıldılar” diyor.
 
(...)
 
Yazının devamını okumak için "tık"layınız