Saturday, May 07, 2011

AH! Kate & William

Osama’yı öldürdük dediler. Bir anda gündem değişti. Ama benim aklım hala düğünde. Ne düğündü ama. Gözlerimiz hem kamaştı hem yaşardı. Gerçek aşk işte. Halktan bir kız (Babasının serveti mi? Size ne canım.) Prensle, evlendi. Tüm dünyada 1,5 milyar insan televizyonlarından bu düğünü izledi

Böyle masallara layık aşk varken...
Böyle masallara layık bir aşk varken, ekonomik krizin sözümü olur. Gelin güzeller güzeli, damat... Ne diyelim kendine has bir havası var... En azından, kurbağa değil. Yani çok yakışmışlar. Huyları da benziyor. İkisi de çalışmayı sevmiyor. Çift  böyle uyumlu olunca helal olsun. Yüzük 32 milyon sterlin. Gelinlik 450,000 dolar. Çiçekler 800,000 dolar. Güvenlik 33 milyon dolar. Toplam düğün masrafı yaklaşık 80 milyon dolar.

Olsun. Damadın ailesi zengin. Anneannesi bir milyar sterlin değerinde bir sarayda yaşıyor; ayrıca 12 şatosu daha var. Yılda da İngiltere halkının vergilerinden 180 milyon sterlin haraç alıyor (pardon bütçesi var diyecektim ağzımdan kaçtı). Ama günde  450,000 sterlin harcayarak ekonomiye katkıda bulunuyor.

Bu ailenin en büyük hizmetiyse, derin kriz zamanlarında, tam gerekli olduğu anda bir “kitlesel dikkat dağıtma düğünü” (Laurie Penny, The NewStatesmen) üretmeyi başarmaları.

Yıl 1947. İngiltere savaştan yeni çıkmış ama hazine tamtakır. Hükümet toplumsal harcamalarda kesinti yapmaya hazırlanıyor, “kemer sıkma çağı”ndan söz ediliyor. Pat! Elizabeth ve Phillip evleniyorlar. Tüm İngiltere, dertlerini unutup ulusal birliğin tadını çıkarıyor. Sokaklarda masalar kuruluyor son kuruşlar harcanıyor. Düğün büyük bir hazla kutlanıyor.

Yıl 1981. Thatcher resesyonu üç yıldır İngiltere’yi kasıp kavuruyor. Kesintiler, özelleştirmeler, neo-liberal yıkım  tam gaz, işsizlerin sayısı 3 milyonu geçiyor. Londra Brixton’da, Birmingham’da, Liverpool’da isyanlar var. Siyah gençlik, işsiz beyaz gençler polisle çatışıyor. Dükkanlar arabalar yanıyor.  Pat! Charles ve Diana (bakireymiş, babası sarhoşmuş, sıradan halktanmış, dedikoduları arasında) evleniyorlar. Charles aslına Camilla’yı seviyormuş o zaman falan filan. Tüm İngiltere, dertlerini unutup ulusal birliğin tadını çıkarıyor. Sokaklarda, 1947’deki kadar olmasa da yine masalar kuruluyor son kuruşlar harcanıyor. Düğün büyük bir hazla kutlanıyor.

Yıl 2011. Derin bir ekonomik kriz. Ekonomi daralmaya devam ediyor. İş arayan işsizlerin sayısı Kasımdan bu yana 49,000 kişi artarak Nisan ayında n 2.5 milyona ulaştı. Ama Muhafazakar-Liberal koalisyon kesintilerde ısrarlı. 1970’lerin başından bu yana ilk kez yaygın öğrenci olayları var. Sendikalar da sokaklara çıkıyor, hem de 30 yıldır görülmeyen kalabalıklarla. Pat! Kate ve William. Yine bir “kitlesel dikkat dağıtma düğünü” (Derleyen: WSWS, 29 Nisan 2011).

Ama sanki bu kez biraz farklı
Bu kez, İngiltere halkının dikkati pek dağılmıyor galiba. ICM kamu oyu araştırma kurumunun , Cumhuriyetçi kampanya grubu için Mart ayında yaptığı bir anket, halkın yüzde 79’unun düğünle ilgilenmediğini gösteriyordu. Tüm medya şamatasına karşın, ICM’in bu kez Kraliçenin sadık muhalefeti The Guardian gazetesi için Nisan ayında yaptığı bir anket toplumun hala yüzde 47’sinin düğünle ilgilenmediğini gösteriyordu. Sokaklarda kutlama yapmak için belediyeye yapılan başvurular da bu düğünde çok düşük kalmış. Tüm İngiltere’den, çoğu güney İngiltere’nin kralcı bölgelerinden olmak üzere yalnızca 500 başvuru olmuş. Kuzeye doğru, bir çok büyük kentten hiç başvuru gelmemiş.

Geçtiğimiz aylarda sokakları dolduran öğrencilerin ise düğünü hiç ama hiç iplemediği, ama tatilin keyfini çıkartmaya kararlı oluğu kesindi.

Öğrenciler düğünle ilgilenmemeye kararlıydılar ama, anlaşılan Polis, düğünü bahane edip onlarla biraz ilgilenmeye kararlıydı. Kate ve William evlenmeye hazırlanırken, polis İngiltere çapında bir operasyonla öğrenci evlerine, işsiz gençlerin birlikte kaldıkları işgal edilmiş binalara  baskınlar düzenliyor, “Kesintilere Karşı Eylem” kampanyasıyla ilgisi olduğunu düşündüğü öğrencileri, gençleri ya göz altına alıyor, ya da korkutmaya çalışıyordu.

Polis evleri bastığında gençleri taciz ediyor, bunun yaparken “yok canım düğünle ne alakası var biz hep bunun yaparız, geçen seneki olaylarla ilgili” diyerek alay ediyor, böylece “canımız ne zaman isterse geliriz, size huzur yok” demek istiyordu... Böylece, düğün vesilesiyle kurulan “insanat bahçesinin” güvenliği de sağlanmış oluyordu.

No comments: