Thursday, December 10, 2009

11. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi

Türkiye Sosyal Bilimler Derneği’nin Ankara’da ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi salonlarında düzenlediği Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi (USBK) bugün başlıyor. Kongre, Türkiye’de sosyal bilimlerin hem andaki düzeyi, hem de geleceği açısından her iki yılda bir, o yılın en önemli olayı olmaya aday olarak başlar, katılanları da asla düş kırıklığına uğratmaz. Bu yıl da öyle olacağına hiç kuşkum yok.

Bir bilgi şöleni
USBK’de, 70 oturumda sunulacak 250’den fazla tebliğ üç gün boyunca tam bir bilgi şöleni oluşturacak. Kongre birinci güne emek sorunlarını hemen her açıdan tartışan, kimileri saha araştırmalarına dayanan tebliğlerle başlıyor. Konu başlıkları arasında yerel, uluslararası ilişkiler, ideolojik, siyasi boyutların yanı sıra Ankara’da Dikmen Vadisi’nde kentsel dönüşüm sorunlarına ilişkin oturumlar dikkat çekiyor. Medya, Türkiye sağının söylemleri, toplumsal cinsiyet başlıkları da ilginç konulara işaret ediyor.

İkinci gün, günümüzde yaşamsal önem kazanan bir konuda, değerli dostumuz Prof. Dr. Türkel Minibaş’ın anısına düzenlenen iki oturumla başlıyor: Kapitalizmin krizi ve doğa insan tahribatı. O gün oturumlarda, eğitim politikalarıyla neoliberalizmin ilişkisinden, medyadan mizaha, sağlık politikalarına, kalkınma, İstanbul’da kentsel dönüşüm, AKP’li yıllardaki değişimlere kadar birçok konu ele alınıyor. Her yıl ürettikleri, yıllık değerlendirme kitabıyla, ülkede piyasa ekonomistlerinden başka bir damarın da olduğunu göstererek, ekonomi politik kültürüne, tartışmalara büyük bir katkı yapan Bağımsız Sosyal Bilimciler grubunun düzenlediği iki oturum kongrenin ikinci gününde gerçekleşecek. Oturumlara değerli hocalarımız, Prof. Oktar Türel ve Prof. Dr. Korkut Boratav başkanlık edecekler. Praksis dergisinin düzenlediği oturum da aynı günün programında yer alıyor. Dini kimlikler, küresel eğilimler başlıklı oturumun da ilginç olacağına inanıyorum.

Üçüncü gün, değerli hocamız, Prof. Dr. Tülay Arın’ın anısına, kriz üzerine, ama bu kez daha çok, kavramsal araçlar, ekonomik, finansal dinamikler üzerinde yoğunlaşan iki oturumla açılıyor. Kürt sorunu, Türkiye’de devletin otoriterleşmesi, toplumsal cinsiyet, 2000’li yıllarda tarımsal üretimde dönüşümler, kapitalist zihniyet ve etik gibi konuları irdeleyen oturumların yanı sıra, değerli bilim insanı Prof. Dr. Mübeccel Kıray’ın anısına düzenlenen bir toplantıyla devam ediyor. Üçüncü günün programında, kriz kuramları, medya, sanayileşme, toplumsal cinsiyet konularının yanı sıra, Ortadoğu’da dönüşümler, din ve siyaset, milliyetçilik ve kimlikler gibi ilginç oturumlar dikkat çekiyor. USBK, “Toplum Bilimlerde Kriz mi?” başlıklı bir kapanış oturumu ile sona erecek.

Tarih hızlanırken
Tarihin hızlandığı yıllarda yaşıyoruz. Bu üç günlük konferans, anın “durumunu” yakalayabilmek açısından çok değerli bir fırsat. Programdaki tebliğlerin başlıklarının hepsini birden bir seferde okumak bile, okuyanın gözünün önünde, dünyanın durumuna ilişkin bir resim yaratmaya başlıyor.

Ekonomik ve ekolojik krizlerin sertleşmesine bağlı olarak tartışmaların yalnızca Türkiye’de değil genelde hızlanmaya başladığını görüyoruz. Örneğin geçen ay Londra’da filozof Alain Badiou’nın düşüncesi üzerine yapılan bir günlük konferansta, 350 kişilik salon ağzına kadar doluydu, çok yoğun, hatta kimi zaman esoterik tartışmalara rağmen gün boyunca da hiç boşalmadı. Önceki hafta Tarihsel Materyalizm dergisinin, School of Oriental and African Studies salonlarında düzenlediği üç günlük konferans toplam 800’den fazla katılımla büyük ilgi çekti. Konferansın son gününde Frederic Jameson’un “Kapital’in I. cildine ilişkin yeni bir okuma önerisi” başlıklı toplantısında 350-400 kişilik salon ağzına kadar doluydu.

Geçtiğimiz yıllarda Transkritik kitabıyla büyük ilgi çeken, Japon felsefeci Kojin Karatani de, bu hafta Londra Tate Galerisi konferans salonunda “Kapitalizmin sonu? Devrim ve Tekrar” başlıklı bir sunuş yapacak; Middlesex Üniversitesi Swedenborg Hall’de de, Kant-Hegel-Marx başlıklı bir toplantıda konuşacak.

Radikal eleştirel düşünceye ilginin yeniden artmaya başladığı kesin. Jameson’un konuşmasına bir katkı yapan Peter Thomas (The Gramscian Moment Philosophy, Hegemony - Brill, 2009) son bir yıldır Avrupa’da Kapital okuma gruplarının sayısında, daha önce görülmemiş bir patlamanın yaşandığını aktardı. Almanya ve Hollanda’da yüzlerce yeni grup oluşmuş, bu gruplar adeta yeni bir örüntü oluşturmaya başlamışlar. Thomas konuşmasında, “Kapital’e yönelik ilgideki bu artış, bir şeylerin şekillenmekte olduğuna işaret ediyor” dedi.

No comments: