Thursday, March 26, 2015

AKP’nin Yeni Halleri

Siyasetçi yukarı çıktıkça yalnızlaşır. Güç çürütür. Mutlak güç mutlaka çürütür. Tüm siyasi yaşamlar başarısızlıkla biter. Bunlar klişeleşmiş sözler. Ancak klişe deyip geçmeyin, bir söz doğrulandıkça tekrarlanarak klişeleşir. Bir tane daha: “Söz söylemek benim hakkım”, “gökten zembille inmedim” gibi ifadelerle yetkilerinizi, bunları çok iyi bildiği varsayılan kişilere anımsatmak durumunda kalıyorsanız yetkileriniz kuşku altındadır, hatta onları kaybetme noktasına yaklaşıyorsunuz demektir.

AKP içinde ve etrafında yaşanmakta olanları izlerken aklıma bu klişeler geldi. Erdoğan ve Arınç arasındaki atışma, bunun Gökçek’in katılımıyla aldığı biçim. Erdoğan’ın Kürt sorunu üzerine çıkışları. Bu sırada Başbakanın, hatta Akdoğan, Efkan Ala gibi Erdoğan’a çok yakın isimlerin uzun süre sessiz kalmış olması bir şeylerin dışavurumu ama, neyin? 

Yazının devamını okumak için "tık"layınız 

Thursday, March 19, 2015

Uygarlığa Savaş Açtılar!


“Uygarlıklar Çatışması” tezini heyecanla benimseyen siyasal İslam zamanla kendi içinden uygarlık düşmanı, nihilist bir ölüm kültü çıkarttı.

“Soğuk Savaş” sonrasında yeni dış politika paradigması aranırken Huntington “Uygarlıklar Çatışması” teziyle ilgi çekti. Huntington’ın dine indirgenmiş “uygarlık” tanımı iki olanak sunuyordu: (1) SSCB tehdidi ortadan kalkınca dağılmaya başlayan “Batı Bloku”nu, bu kez yükselmekte olan güçlere karşı ABD liderliğinde birleştirebilme; (2) İnsanlığın artık, tek bir kapitalist uygarlık altında yaşamakta olduğunu gizleyebilme.

Huntington’ın tezi akademik dünyada kısa sürede paçavraya çevrildi. Müslüman dünyasının entelektüelleriyse, kendilerini din temelinde uygarlık olarak tanımlayan (Kapitalizm ve emperyalizm karşısındaki konumlarını gizleyen) bu tezi hemen benimsediler, yükselmeye başlayan siyasal İslamın hizmetine verdiler. Bu sırada ABD ve AB siyasal İslamı, ılımlı kanadı aracılığıyla yönlendirmeye heveslenirken karşısındakinin “farklı - özgün - uygarlık” olma savını ne kadar ciddiye aldığının ayırdına varamadı.

Dinlerini ya da dini itikatlarını beğenmediği insanları toplu halde, kimi zaman TV kameralarının önünde kafalarını keserek öldüren, topraklarından süren kadınları köle pazarlarında satan, çocukları cinsel nesne olarak kullanan, nihayet insanlık tarihinin, uygarlığının binlerce yıllık geçmişinin mirasını yok etmeye başlayan IŞİD’e buradan, uygarlığı dine indirgeyen yoldan geçerek geldik. 

IŞİD uygarlığa karşı

Yazının devamını kumak için "tık"layınız 

Tuesday, March 17, 2015

Döviz Fiyatları Sermaye Hareketleri

Uluslararası piyasalarda, Türkiye’de, önemli tartışmalardan birini de Yükselen Piyasalar olarak tanımlanan ekonomilerin (YPE), özellikle Rusya, Brezilya, Türkiye ve geçen hafta bunlara katılan Güney Afrika paralarının dolar karşısındaki gerileme eğilimi oluşturuyor.
Bu eğilim üzerinde düşünürken, kendine yeni “değerlenme alanları” arayan finans kapitalin uluslararası hareketlerini de göz önüne almak yararlı olabilir. Sermaye YPE piyasaların yöneldiğinde bu ülkelerin paralarına talep artıyor, bu paralar değerleniyor. Çıkmaya başlayınca da bu paralar değer kaybediyor.

Bu gelgitin içinde, merkez bankalarının, hükümetlerin ekonomi politikaları, paraların değer kaybetme eğilimini yavaşlatabiliyor ya da hızlandırarak çöküntülere, döviz krizlerine yol açıyor ama tersine çeviremiyor.

Yazının devamını okumak için tıklayınız 

Thursday, March 12, 2015

Kadın, Erkek, Eşitlik

Doğru, kadın-erkek eşit değil. Kadın, erkekten üstün. Dahası, bilimsel, teknolojik gelişmeler, erkeği giderek gereksizleştiriyor. 
Amerikan ordusunda komando eğitimine kadınların alınmasıyla ilgili bir deneyin filmini izlemiştim. Deney, kadınların erkeklerden, bedensel dayanıklılık eğitimlerinde bile geri kalmadığını gösteriyordu. Programda eğitim komutanı kadınların en az üç alanda erkeklerden daha etkin savaşçılar olabileceğini açıkladı.
(...)

yazaının devamını okumak için "tık" laynız 

Wednesday, March 04, 2015

‘Cihatçı Con’, Yapay Zekâ, SETI

Bir sorunun cevabını bulduğunuzda karşınıza yeni, daha zor sorular çıkabiliyor. Tutsakların boğazlarını kesmeden önce Londra aksanlı bir İngilizceyle attığı nutukları televizyonlarda izlediğimiz “Cihatçı Con”un gerçek kimliği belli olunca ortaya daha zor sorular çıktı.

‘Kökündeki sorun’..
Batı’da cihatçı teröre karşı savaşta iki yaklaşım egemen: “Bu savaşı onları öldürerek kazanamayız. Bu insanların, bu gruplara katılmasına yol açan nedenlerin köküne inmeliyiz.

(...)

“Bu kökünde bir neden arama anlayışı yanlış. Bunlar aslında uygarlığımıza düşman, bunları öldürmekten başka çare yok”
(...)  

Yazının tamamını okumak için "tık"layınız