Pazartesi yazımda, “Geleneksel muhafazakârlığın
kökleri, hem geriye hem de ileriye dönük bir zamanın içindedir.
Thatcherizm ise –neoklasik ekonomi anlayışındaki gibi- esas olarak
zamansal bir anlatıdan yoksundur; her şey tüketilmelidir. Her şey şimdi
tüketilmelidir” saptamasını aktarmıştım.
Bu saptama, dünya ekonomisinin küreselleşme dönemi
mucizelerinin (şu kadar insan yoksulluk sınırın üzerine çıktı. Bu kadar
insan orta sınıfa katıldı vb.) boşluğunu çok iyi tanımlıyor. Mali kriz
başladığından bu yana sıkça gündeme gelen bir soru işaretinin
betimlediği gerçeğin de altını çizmiş oluyor: “Tüm bunlar bir yanılsama mıydı?”
The Economist dergisi geçen hafta farkında olmadan (bu dergi nadiren olanların farkında olur) “Servet bazen yanılsamadır” ifadesiyle açık ettiği gibi, evet yanılsamaydı. Derginin “saygın” Buttonwood köşesi, iki soruya dikkat çekiyordu: “Yaratılan milyarlarca dolar servet nereye gitti?” “Kıbrıs bankalarındaki servet nereye gitti?” Buttonwood’a göre “iki sorunun da cevabı aynı”: “Bu servet asla gerçekleşmeyen bir büyümeye gitti”. Kısacası aslında yoktu!
Yazının devamını okumak için "tık"layınız
Wednesday, April 17, 2013
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment