Sunday, April 06, 2008

Mısır: Ekonomi Harika Halk Aç

(Cumhuriyet 02.04.2008)

Mısır ekonomisi yüzde 7 büyüyor. IMF ve Dünya Bankası bu performanstan, "reformlardan" hoşnut. Uluslararası yatırımcılar, Mısır'ın "kredi krizinden" etkilenmeyeceğini düşünerek borsaya koşuyor, Mısır ekonomisinin en parlak şirketlerini satın alıyorlar (AFP, 30/03).

Özetle, ekonomi çok iyi. Ama galiba halkın haberi yok. Çünkü sanayi işçileri, öğretmenler, hatta doktorlardan avukatlara kadar sokaklara dökülmüş ( Daily News Egypt , 18/03) istikrarsızlık çıkarmaya hazırlanıyor. Muhalefet (yasal, yasaklı siyasi partiler, sendikalar, mahalle örgütleri. El Cezire , 29/03) 6 Nisan'da hem de yerel seçimlerden iki gün önce genel grev çağrısı yaptılar.

O kadar bildik bir öykü ki...
Bu o kadar bildik, o kadar derslerle dolu bir öykü ki bizim için... Liberallere sorarsanız, Mısır tarihsel bir "devleti toplumdan ayırma süreci yaşıyor". Örneğin, Al Ahram Vakfi tarafından yayımlanan Al Siyassa Al Dawliya dergisinin editörlerinden siyaset bilimci Khalil Al-Anani 'ye göre, "Yeni ve modern talepler ileri süren bir burjuva sınıfı oluşuyor. Mısır'ı bu dönüştürecek". Ama bu arada "devlet özelleştirme ve liberalleştirmenin olumsuz etkilerini hafifletecek tedbirleri alamamış" (ne kadar tanıdık bir söylem değil mi?).

Al-Anani'ye göre, en büyük toplumsal güç Müslüman Kardeşler bu gelişmeye ayak uyduramıyormuş (Ama büyümeye devam ediyor- E.Y ). MK'nin genç kuşakları giderek daha çok militan Salefi düşüncelerin etkisi altına giriyormuş. Mübarek rejiminin MK'yi resmi siyasete sokmamakta direnmesi gelişmeyi engelliyormuş. Bu arada "halk giderek dini söylemin etkisi altında içine kapanıyor, siyasete ilgisini kaybediyor "muş. Halbuki Mısır tam anlamıyla bir nüfus patlamasının eşiğindeymiş, gelecek 5 yılda 20-30 yaş arası grup toplam nüfusun yüzde 75'ini oluşturuyor olacakmış. Bunlara iş, demokratik platform gerekiyormuş!

Bu benzer yorumları yapan liberal entelijansiya, bu durumun bizzat liberal ekonomik modelin ürünü olduğunu göremeden ahkâm kesiyor. Bu arada Mısır toplumu yollu liberal demokrasiye değil, boğucu bir şeriat rejimine.

Devlet toplumdan çıkarken, aslında, halkına olan sorumluluklarını terk ederek, tüm dikkatini, kaynaklarını uluslararası kapitalizmin ve yerel uzantılarının beklentilerini yerine getirmek üzerinde yoğunlaştırırken, açılan boşluğu Müslüman Kardeşler örgütü yoluyla siyasal İslam dolduruyor: Sivil toplum hizmetlerini üstleniyor, sivil dayanışma, kamu hizmeti pratiği yerine, İslami çözüm, dini dayanışma inancını yerleştiriyor. MK, toplumu adım adım ele geçiriyor. Mısır'da artık tüm meslek örgütlerinin yönetimi MK'nin elinde, en büyük muhalefet bloku MK. Bu sırada, Mübarek rejimi, babanın yerine oğlunu geçirmeye hazırlanarak daha da müstehcenleşiyor, gerçek sorunlara gerçek ekonomik ve kültürel çözümler getirmeyi düşünene kadar, MK'yi yasalar ve şiddet yoluyla durdurmaya çalıştıkça. Kendisi tecrit oluyor. IMF'nin aklına uyup ekmekten devlet desteklerini çekerek kendi kuyusunu kazıyor...

1977-2008
Dünya Bankası'na göre, Mısır'da halkın yüzde 20'si yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Kimi yerel araştırmacılar bu oranın yüzde 40'ın üstünde olduğuna inanıyorlar. Bir tarım işçisi günde ortalama 1.8 dolar kazanıyor. Üniversite öğretim üyelerinin aylık maşları 115 - 665 dolar arasında. Dünya Gıda Programı örgütüne göre, dünyada gıda fiyatları geçen hazirandan bu yana yüzde 55, Mısır'da yüzde 50 artmış. Bu nedenle Mısır'da işçisinden doktoruna, öğretim üyesinden avukatına kadar halk sokaklarda, ücretlerin yüzde 100 ile yüzde 400 arttırılmasını istiyorlar. Dünyanın kişi başına en çok ekmek tüketen ülkesi Mısır'da ekmek kuyruklarında kavgalar çıkıyor, insanlar ölüyor. Müslüman kardeşler temsilcisine göre "şehit sayısı" geçen hafta başında 15'e ulaşmıştı.

Hemen akıllara, 1977'de 100'e yakın insanın yaşamına mal olan ekmek ayaklanmalarının gelmesi doğal. Ancak şimdi durum farklı. O zaman ekmek ayaklanmalarına sendikalar ve sol önderlik etmiş, ama eylemlerden en büyük örgütsel kazancı Müslüman Kardeşler elde etmişti. Bu kez Mısır'da dikkate değer bir sol yok. Olanlar MK'ye yaklaşmış durumda. Sendikalardan meslek örgütlerine, öğretim üyelerinin derneklerine kadar tüm "sivil toplum" mevzileri MK'nin eline geçmiş durumda. Bu koşullarda MK hem bu örgütleri yönlendiriyor, halkın kızgınlığına tercüman oluyor hem de mahalle örgütleri, sivil dayanışma örgütleri yoluyla ekmek dağıtımını düzenlemeye çalışarak, 1990'lardaki büyük depremde olduğu gibi, toplumsal bir yaraya merhem olarak etkisini ve örgütlenmesini derinleştiriyor. Mübarek döneminin sona ermesini beklerken gittikçe iktidara yakınlaşıyor. İktidara yakınlaştıkça, daha da muhafazakârlaşıyor, siyasi merkezlerinde kadınları siyasetten çekmenin yollarını tartışıyor.

No comments: