Thursday, June 04, 2015

IŞİD’in jeopolitiği

ABD açısından, Ortadoğu’da en azından bir “yönetilebilir istikrarsızlık” durumu oluşana kadar, IŞİD varlığını sürdürebilecek gibi görünüyor.,

‘Vazgeçilmez’ ülke
ABD dış politikasında, 1990’ların son çeyreğinde, “Vazgeçilmez ülke” ve “imparatorluk” kavramları etrafından iki stratejik yönelim şekillendi. “Vazgeçilmez ülke” kavramı, “ABD belki artık küresel polislik yapamaz, stratejik sorunları tek başına çözemez ama hiçbir stratejik sorun da ABD katılmadan çözülemez” savına dayanıyordu. İmparatorluk kavramı da ABD’nin kültürel, ekonomik alanlardaki üstünlüğünün zayıfladığını kabul ediyor, askeri alanda hâlâ rakipsiz üstünlüğe sahip olmasından hareketle, “askeri üstünlüğümüze dayalı bir dış politika izlemeliyiz” savını ileri sürüyordu.

“11 Eylül” olayının ardından izlenen “imparatorluk” stratejisi beklenen sonuçları vermedi, aksine, ABD hegemonyasının gerilemesini, petrol fiyatları üzerinde yarattığı basınçla Rusya’nın güçlenmesini, bütçe açığıyla 2007 mali krizinin oluşmasına katkıda bulunarak Çin’in yükselişini hızlandırdı.

Obama’nın I. döneminde ABD, “yeniden rıza” alma, “liderlik yapma” politikalarına geri dönmeyi denedi. Ancak bu da başarılı olmadı. Obama’nın II. döneminde, Libya savaşının da gösterdiği gibi, sorunların çözümünde “vazgeçilmez ülke” olma eğilimi güçlendi.
Bu noktada, Ortadoğu’ya bakınca üç olgu dikkat çekiyor: (1) Mısır-Türkiye- İran arasındaki dengeler bölgedeki en önemli stratejik üçgeni oluşturuyor; (2) İsrail’in güvenliği ABD, Batı açısından büyük öneme sahip; (3) enerji kaynakları açısından bölgenin stratejik bir önemi var.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız 

No comments: