Renault işçilerinin eylemiyle başlayan grev dalgasıyla, “sanayi işçisi, uzun bir aradan sonra ilk kez kendi varlığını toplumun algı alanına soktu”.
Sanayi işçisinin böylece, kritik bir konjonktürde yeniden görünür, sesi duyulur olması, hemen bir başka kitlesel hareketlenme deneyimini, “Gezi Olayı”nı çağrıştırdı.
Evet, bunlar çok farklı ekonomik, kültürel biçimler sergileyen kitlesel hareketlilikler ama, her şeye karşın, en temel varlık düzeyinde paylaştıkları ortak bir özellikleri de var: Her iki kitlesel hareket de işçi sınıfına ama, kapitalizmin farklı dönemlerindedoğmuş kesimlerine ait hareketler.
Gezi’yle grevler arasında böyle bir bağ olduğu için birinin kitlesel eylemi bize hemen diğerinin kitlesel eylemini anımsattı. Ancak bu kopuk bir bağdır. Kopukluk da bir boşluktan kaynaklanıyor.
Devamını okumak için tıklayınız
Monday, June 01, 2015
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment