SYRİZA’nın seçimleri kazanarak hükümet kurma noktasına gelmesiyle, yeni bir durum oluştu. İşin “kolay” kısmı
bitti, zor ve tehlikeli kısmı başladı. Şimdi, SYRİZA’ya, paradigma-mızı
değiştirerek bakmamız gerekiyor. Bu yeni durumun içinde SYRİZA’yı,
haritası yapılmamış tehlikeli denizlere açılmaya başlayan, “yapısal sağlamlığı” da şüpheli bir gemiye benzetmek olanaklı.
SYRİZA liderliğinin hem gemiyi yüzdürmesi, hem de yol haritasını, en
azından arkadan gelecek olanlar için çizmesi gerekiyor. Tabii ki bu bir
devrim değil ama yine de aklıma Charles Dickens’ın sözleri geliyor: “Zamanların en iyisiydi ve de zamanların en kötüsü”...
Yeni duruma uyum sağlamak..
SYRİZA’nın dışındaki “radikal” solun içinden bir kesim, seçimleri gerçek güçler arası değil de siyasi çizgiler arasında
bir çatışmaymış gibi algıladı, SYRİZA’yı seçimlerde desteklemedi. Seçim
sonuçları, SYRİZA’nın, bu desteğin getirebileceği yüzde 5-6 oya gerek
kalmadan başarılı olduğunu gösteriyor. Böylece, SYRİZA’yı
desteklememekte ısrar eden sol partiler, bir muhafazakâr partinin
iktidara gelmesine, dolayısıyla bir felakete neden olmaktan kurtuldular.
Yalnızca, hatalı, siyasi sonuçları (varlıkları ile yoklukları arasında
bir fark) olmayan bir kampanya yürütmüş olmakla kaldılar. Başta
Yunanistan halkı olmak üzere hepimize geçmiş olsun!
Artık seçimlerden sonra oluşan yeni duruma uyum sağlamak gerekiyor. Tüm
farklı akımlarıyla birlikte sol hareketin, şimdi SYRİZA hükümetini,
sağdan (uluslararası mali sermayeden, faşistlerden, kiliseden, yargıdan,
güvenlik güçlerinden) gelecek saldırılara karşı korumaya, soldan da “markaja” almaya çalışması gerekiyor, verdiği sözlere, yarattığı umuda sadık kalmasını sağlamak için...
Ancak bu yeterli olmayacak, çünkü SYRİZA, programının temel çerçevesini hem halkın yaşam koşullarını iyileştirmek hem de ekonomik krizi aşmak olarak saptamıştı.
Yazının devamını okumak için tıklayınız
Wednesday, January 28, 2015
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment