Bir başka ülkede yaşanıyor olsaydı, bazen gülerek bazen de “ooo”… “yaaa”… “vay be” sesleriyle izlerdik. Ne yazık ki tüm bunlar, bizim ülkede yaşanıyor. Öfkelenerek, kaygılanarak, “sonu nereye varacak” sorusuyla birlikte izliyoruz.
Tabii
bir de şaşkınlık. Yok olanlara değil, şaşıranlara şaşırıyoruz. Bu
gazetede kim bilir kaç kez AKP’nin devlet anlayışının, kapitalist
devletin liberal demokratik biçimine yabancı olduğunu anlattık. Hem de
henüz, “işler yolunda giderken”, “yararlı salaklar” demokrasi, çoğulculuk rüyaları görürken “vesayet” dedikleri bir şeyin kalkmakta olmasına sevinirken...
Bu “yararlı salaklara” göre,
AKP hükümet olmuştu, ama henüz iktidar olamamıştı. İşte o yüzden
demokratik reformlar ilerleyemiyor, Avrupa Birliği’ne giremiyorduk. Ah!
Askeri vesayet kalksa, bürokrasideki Kemalist saplantılar bir
temizlense, Kürt sorunu da çözülecek, Türkiye Ortadoğu’da büyük güç
olacaktı. Bunlar, AKP’yi iktidar yapacak anayasa önlerine gelince de “Yetmez ama evet” sloganlarıyla
desteklediler, sağın en gerici entelektüelleriyle panel paylaşmaktan
çekinmediler, sonra da gidip Başbakan’ı tebrik ettiler.
Ah! Fanteziler işte böyledir, gerçekleşirken müstehcen öykülere dönüşürler.
(...)
Yazının devamını okumak için "tık"layını
Wednesday, January 08, 2014
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment