Ergin Bey merhaba,
Bugün (27.11.2013) Cumhuriyet’te çıkan yazınızı yine keyifle okudum. Genel olarak yazılarınızda düşündürücü, ufuk açıcı, bilgilendirici analizler olduğunu düşünüyorum ve takip etmeye çalışıyorum.
Bugünkü yazınızı okurken, dün akşam Bloomberg radyosunda dinlediğim program aklıma geldi. İki bayan konuşuyorlardı. Biri sorular soruyor diğeri de yanıtlıyordu. Yanıtlayan bayan analizler yapıyor, tavsiyelerde bulunuyordu. Borsadan, banka sektöründen konu açıldı. Analizci bayan “bankalarda bir hareket olması zor, onun için bir hikaye yazamıyoruz, altını dolduramıyoruz, hareketlilik için bir takım haberler olması gerekiyor” gibi ifadelerle durumu özetledi. Borsa’nın büyük oranda fiktif, dayanağı olmayan, reel sektörden oldukça uzak bir “medium” olduğunu az çok bilmeme rağmen bu itiraf beni şaşırttı. Acaba herkes bunun zaten farkında mıydı diye düşünmeden edemedim. J
Diğer yandan yazınızda mali genişleme konusunda belirttikleriniz, bir süredir kafamda yaptığım benzetmeyle örtüşüyor. QE’yi, uyuşturucu müptelasına verilen dozlara benzetiyorum. Hasta (piyasa) artık bu dozları almazsa hastalanıyor ama bir yerde de kesilmesi gerekiyor. Zaten dozlara da bağışıklık oluşturmuş, verilse de pek fayda etmiyor. Sonunda yazdığınız gibi, umarım bu sefer bu işlere neden olanlar bu işten zarar görürler ve uzun vadeli bazı önlemler alınır. Aksi takdirde bu açgözlülükle uygarlığın sonunun gelmesi çok uzak bir ihtimal değil.
Aslında bunları twitter üzerinden paylaşmak daha uygun olabilirdi ama twitter hesabım yok J.
İyi çalışmalar dilerim.
Devrim Türkmen